belçika belçika bom bom bom

belçika belçika bom bom bom
şubap şubap bom şubap şubap bom

Cumartesi

bir sinemacı kolay yetişmiyor

bugün atıf yılmaz'ın "hayallerim, aşkım ve sen" diye bir filmini izledim. 80'lerde çekilmiş bir film. türkan şoray 3 karakteri birden canlandırıyor filmde ve birçok sahnede en az 2 karakteri karşı karşıya geliyor konuşuyorlar falan filan. ben tabi bu noktada kayboldum. böyle çekimlerin nasıl yapıldığını oldum olası merak etmiştim de günümüzde herşeyin teknoloji sayesinde şıppadanak yapılabildiğini düşünüp kestirip atmıştım bu merakımı. ama yıllar önce böyle birşeyin yapılabilmesi beni önce şaşırttı sonra da sinema hakkında teorik olarak bi bok bilmediğimi bir kez daha yüzüme vurdu. ben de durur muyum bunun üzerine hemen

-bigün kısa film çekebilirsem şayet ve uyarsa müziğini belirledim
gerçi bu blirlediğim 100. parça
bi türlü bişi çekemiyorum ama müziği hep hazır. bi bok bilmiyorum ben, boşuna hayal kuruyorum, hiçbir şey başaramıycam bıdı bıdı bıdı söylendim durdum sevdiceğe.

o da bunun hemen üstüne "eee çekeriz bir tane nolcak tripot da hazır artık" dedi.

ben kabul eder miyim?

-senaryo, kurgu, montaj zor işler ya, imkanı yok, beceremem ben bıdı bıdı diye devam ettim.

o da "ee bakarız kurcalarız programları, bu işler deneye deneye olur" deyince dank etti.

lise 2 den beri ağzımdan düşmeyen " yaa ben film çekmek istiyorum ama annem beni sinema okuluna yollamadı, ben mühendis oldum, herşey bitti, hayatım söndü" söylenmelerim ne kadar da boşmuş. oturduğum yerden film izleyip, "ne kadar da çok film izliyorum, sinemayla çok ilgiliyim, aah bir okuyabilseydim neler neler yapardım" yalanlarım sona erdi.

artık elimde ne varsa, sevdiceğim yardım ettiği ölçüde denemeye hazırım. ağlayıp sızlanmak yok.
en yakın zamanda bir kısa film çekicem, müziği de hazır ama söylemem çok özel bi parça.

hisar film festivaline havalı dönüşümü sağlayan jean gabriel periot'ya da kucak dolusu sevgiler.
pazartesi saat 11'de kısa filmlerini izlerken ağlayabilirim, öylesine büyük bir işten kurtardı beni.

bu gece çok ilginçtir ama canım sıkılmıyor, moralim de bozuk değil. yarın günsucan'ın türk kahvesini de içersem zevkten 4 köşe olurum da görürsünüz. öptüm gözlerden.


Hiç yorum yok: